Resveratrol; antioksidan bakımından zengin olan bir polifenol grubuna aittir. Kısaca antioksidan gibi davranan bir bitki bileşiği diyebiliriz. Resveratrol bildiğiniz ve sevdiğiniz birçok içerik de dahil olmak üzere 70’den fazla bitki türünde yer alır. En çok üzüm kabuğunda bulunduğu bilinen resveratrol; fıstık, yaban mersini, bitter çikolata ve kızılcıkta da bulunur. Bu bileşik çoğunlukla üzüm gibi meyvelerin kabuk ve tohumlarında yoğunlaşma eğilimindedir.
1990’lardan itibaren uzmanlar resveratrole odaklanarak çalışmalar yürütüyor. O zamandan beri bazı hayvan ve laboratuvar çalışmaları; resveratrolün umut verici antiviral, anti-inflamatuar ve antikanser etkileri olabileceğini aktarıyor. Böylece resveratrol takviyeleri de popülerliğini artırmaya başlıyor.
Uzmanlar potansiyel etkileri konusunda hemfikir olsalar da ne kadar faydalı olduğunu doğrulamak için hala yeterli veri olmadığını belirtmek önemli. Yine mevcut araştırmalar, aşağıdaki konularda yardımcı olabileceğini öne sürüyor:
Kan Basıncını Düşürmeye Yardımcı Olabilir
Resveratrolün antioksidan özellikleri nedeniyle kan basıncını düşürmeye yardımcı olabileceği düşünülüyor. 2015 yılında Clinical Nutrition’da yer alan bir inceleme, yoğun orandaki resveratrolün, kalp attığı zaman arter duvarlara uygulanan basıncı azaltmaya yardımcı olabileceğini aktarıyor.
Uzmanlar resveratrolün, kan damarlarının gevşemesine neden olan nitrik oksitin daha fazla üretilmesine yardımcı olarak, kan basıncını düşürücü etki sunabileceğini belirtiyor.
Bununla birlikte çalışmanın yazarları, kan basıncı etkilerini üst düzeye çıkarmak adına hangi oranda resveratrol alınması gerektiğine dair önerilerde bulunulmadan önce, daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Kan Yağları Üzerinde Olumlu Etkisi Olabilir
2016 yılında hayvanlar üzerinde yapılan ve Life Science’da yer alan bir araştırma, yüksek protein ve çoklu doymamış yağ içeren bir diyet uygulatılan farelerin, kolesterol düzeylerinin ve vücut ağırlığının azaldığını, “iyi” kolesterol düzeylerinin ise arttığını aktarıyor. Bu araştırma ışığında resveratrol, kolesterol üretimini kontrol eden bir enzimin etkisini azaltarak kolesterol seviyelerini etkiliyor gibi görünüyor.
Beyninizi Hastalıklara Karşı Koruyabilir
Araştırmalar, resveratrolün antioksidan aktivitesinin; Parkinson, Alzheimer ve felç gibi yaşa bağlı bazı hastalıklara karşı koruyucu bir etkiye sahip olabileceğini belirtiyor. 2010 yılında Molecular Neurobiology’de yayımlanan bir makale, resveratrolün nöronal hücre ölümüne ve iltihaplanmasına neden olan oksidatif yolları baskılama ve sinir hücrelerini oksidatif stresin tetiklediği zararlı etkilerden koruma rollerine sahip olabileceğini belirtiyor.
Diyabetin Yönetilmesine Yardımcı Olabilir
2014 yılında Touch Endocrinology dergisinde yayımlanan bir makalede ise resveratrol takviyesinin tip 2 diyabet hastalarında; kan şekerini düşürme, insülin seviyelerini, insülin direncini ve açlık kan şekerini iyileştirme gibi etkilerine değiniliyor. Bağlantı tam olarak net değil, ancak makale oksidatif stresin azaltılmasına ve kan şekerini düşürme kabiliyetine etki eden bir anti-inflamatuar yanıta işaret ediyor.
Antibiyotik Özelliklere Sahip Olabilir
Antioksidanların bakterilerin büyümesini ve ayrıca virüslerde biyofilm oluşumunu engellediği düşünülüyor. 2019 yılında International Journal of Antimicrobial Agents’te yer alan bir deneyde, E. Coli bakterisinin resveratrol ile tedavi edildiği, bakterinin şeklinde ve yapısında değişiklik oluştuğu aktarılıyor. Araştırmacılar, resveratrolün bakterilere karşı nasıl çalıştığını veya insanlarda ne kadar etkili olduğunu henüz tam olarak bilmiyor. Ancak çalışmalar, doğal bir antibakteriyel ajan olarak ciddi potansiyele sahip olabileceğini gösteriyor.