Yağda çözünen vitaminlerden olan A vitamini, ilk bulunan ve görme üzerindeki rolü ile tanınan vitamindir. 1915 yılında McCollum ve Davis tarafından Wisconsin Üniversitesi’nde, Yale Üniversitesi’nden de Osborne ve Mendel eş zamanlı olarak deney hayvanlarının diyetinde balık yağı ve tereyağının eklenmesi ve çıkarılmasıyla üreme ve büyüme işlevlerinde değişkenlik yapabilen bir maddenin varlığını düşünmüşlerdir. Moore tarafından da 1930 yılında karotenin A vitaminin öncülü olduğu keşfedilmesinden bu yana olup insanda görme sistemi, büyüme ve gelişme, epitel hücre bütünlüğü, immün sistem ve üreme sisteminin normal fonksiyonu için gerekli olduğu üzerinde detaylı araştırmalar önem kazanmıştır.

A Vitamini Nedir?

A vitamini yağda çözünebilen berrak sarı bir kristal yapıda olup A vitamini terimi A moleküllerinin çeşitli biyolojik aktif formlarının tümü için kullanılır. Bu durumda A vitamini sözlük anlamı olarak A molekülleri demektir. Retinoidler terimi ise A vitamini aktivitesi göstersin ya da göstermesin A vitamininin doğal ve sentetik şekillerini içerir (1).

A Vitamini Nelerde Var?

A vitamini iki farklı fomda bulunur; hayvansal ve bitkisel.

  • Hayvansal kaynaklarda: A vitamini aktivitesi taşıyan moleküller dediğimizde retinol nedir sorusunu cevaplamış oluyoruz.(esterlenmiş formu retinil ester). Ayrıca bu moleküller arasında; dehidroretinol, retinal ve retinoik asit de vardır. Retinol A1, dehidroretinol ise A2 vitaminleri olarak adlandırılır. Retinol, A vitamininin en önemli ve taşınan formu olup karada yaşayan hayvanlarla tuzlu su balıklarının karaciğerinde bulunur. Tatlı su balıklarının karaciğerinde ise vitamin A1‘in %30’u kadar etkin olan vitamin A2, A vitaminine ait hedef hücrelerin büyük kısmı retinolü, retinale ve retinoik aside metabolize eder. Retinol, retinal ve retinoik asidin kendilerine özgü biyolojik fonksiyonları vardır. Retinol, genellikle bir hormon olarak işlev görür. Retinal, görme pigmenti rodopsinin gerekli ön maddesi olup retinoik asit ve metabolitleri, epitel farklılaşması üzerinde etki gösterirler ve glikoproteinlerin sentezinde oligosakkarit taşıyıcıları olarak işlev görebilirler.
  • Bitkisel kaynaklarda: A vitamini bitkisel kaynaklarda provitamin A (A vitamininin ön maddesi) karotenoid olarak bulunur. Doğada 600 çeşit karoten vardır ancak bunların 60 tanesi provitamin A aktivitesi göstermektedir. Provitamin A etkisi gösteren karotenlerden bazıları ise; β karoten, α-karoten, γ-karoten ve β kriptosantindir Provitamin A’lar insan hücrelerinde retinole dönüşürler ve A vitamini aktivitesi gösterirler. Karotenoidlerden en fazla A vitamini aktivitesi gösteren bileşik ise beta karotendir. Karotenoidler birçok bitkide özellikle yeşil, turuncu ve sarı renkli bitki dokularında bulunmuştur. Karotenler yeşil bitkilerin klorofillerinde protein ve yağlara bağlı olarak bulunur. Beta karoten yeşil bitkilerde en çok bulunan A vitamini formudur. Daha koyu yeşil renkli sebzeler daha fazla karoten içermektedirler. Turuncu renkli meyve ve sebzelerden (havuç, kayısı, mango, patates, kabak) daha koyu turuncu olanları daha fazla provitamin A içermektedir. Kırmızı ve mor meyve ve sebzeler (domates, kırmızı lahana, böğürtlen ve mor erik) fazla miktarda A vitamini düşük pigment içerir (flavonoidler gibi).Tahıllar ve baklagiller de iyi bir karotenoid kaynağıdır (2).

A vitamini, besinlerde genelde retinol esterleri şeklinde bulunur. Sindirim olayında hidrolize olur. Serbest A vitamini olarak emilir.  Gıdalar  yoluyla alınan retinolün % 70-90’ı emilir. β karoten % 20-50 oranında emilirken diğer karotenler % 3-10 gibi düşük oranlarda emilebilmektedir β karotenin emilimi retinolden çok daha düşüktür. Bağırsak mukozasında retinol ve karotenoidlerin (α ve β-karoten, β-kriptoksantin, likopen) yeterli çözülmesi için yağ sindirim ürünleri (yağ asitleri, monogliserid, kolesterol, fosfolipidler) ve retinolün aksine karotenler emilim için safra sekresyonları (safra tuzları ve hidrolitik enzimler) gereklidir (3).

Retinol, emildikten sonra uzun zincirli doymuş yağ asitleriyle yeniden esterleşir ve şilomikronlar aracılığıyla kan dolaşımına girer. Retinil esterler, kan dolaşımından karaciğer tarafından alınırlar; hidroliz edilirler ve sonra karaciğerin yağ depolayan hücrelerinde depo edilmek üzere retinil palmitat olarak yeniden esterleştirilirler. Vücudun ana A vitamini rezervi karaciğer olmasına rağmen karotenoidler vücutta değişik yağ dokularında da depolanır. Emilen A vitamininin % 90’ı karaciğerde depolanır. %1’i ise serumda bulunur ve bunun da büyük kısmı retinol bağlayan proteine bağlıdır (RBP). Geriye kalan kısımda ise adipoz doku, akciğer ve böbrek hücrelerinde bulunur. Vücudun daha fazla A vitaminine ihtiyacı olunca retinil esteri parçalayan bir enzim, retinolü retinal bağlayıcı protein’den (RBP) ayırır. Bağlı retinol daha sonra kana salınır. Serumdaki retinol seviyesi yeterli ise karoten alımı arttıkça, dönüşüm azalır. Beta karoten, karoten dioksigenaz isimli enzim ile iki molekül retinale parçalanır. Retinal daha sonra retinola dönüşür. A vitaminin emilimi, taşınması ve hareketlerinde birçok önemli faktör rol oynar. Bunları aşağıdaki gibi inceleyebiliriz.

  • Yiyeceklerde protein ve yağ bulunması; A vitamini yağda eriyen bir vitamindir ve emilebilmesi için diyette yeterli miktarda yağ bulunması gerekir. Beta karotenin biyolojik kullanılabilirliği (emilmesi ve A vitaminine biyolojik dönüşümü) için diyetteki yağ çok önemlidir. Karotenin en yüksek düzeyde biyolojik olarak kullanılabilirliği; diyette bulunan yağ miktarına, karotenin emilimine, biyokimyasal özelliğine ve diğer faktörlere bağlıdır. Diyetteki protein ve yağ oranı azaldıkça A vitamini emilimi azalır RBP (retinol bağlayıcı protein) sentez hızı düşer, A vitamini depolarının immobilizasyonuna neden olur.
  • C vitamini, A vitamininin vücutta kullanılmasını artıran bir vitamindir. Bu nedenle diyetle yeterli miktarda C vitamini alınması önemlidir.
  • Karaciğerden bağırsaklara safra akımının normal olması özellikle beta karotenlerin biyolojik yararlanılabilirliği için oldukça gereklidir.
  • Kistik fibrozis hastalığı olan bireylerde pankreas aktivitesi yüzünden A vitamininin emilebilmesi konusunda sorun yaşamaktadır. Bazı çalışmalar, oral A vitamini desteğinin, serum beta-karoten miktarını düzeltebileceğini öne sürmektedir
  • A vitamininin vücutta kullanımı etkileyen minerallerden biri de çinkodur.Çinko’nun yetersiz alınması retinol bağlayıcı protein sentezini(RBP) azaltır. RBP sentezinin azalması retinolün vücuttaki kullanımını olumsuz yönde etkileyerek A vitamini yetersizliğine neden olur.
  • E vitamini, beta karoten ve retinalin bölünmesi için gereklidir ve çok fazla tüketilen E vitamini, retinolün enterocyteste (bağırsaklarda emilimi sağlayan hücrelerin bir kısmının) değişimini ve beta karotenin emilimini azaltır. Bu arada A vitamininin aşırı alımının K vitamininin de emilimini engellediği görülmüştür (4).

A Vitamini Faydaları Nelerdir?

sağlıklı saçlı kadın

A vitamininin yararları ve işlevleri arasında; görme fonksiyonu, hücre büyümesi ve farklılaşması, epitel bütünlüğü, immünite ve yeniden yapılanma gibi hayati öneme sahip etkileri bulunur.

GözRetionolun aldehit formu retinal, opsin ile birleşerek karanlıkta görmeyi sağlayan rod hücreleri için gerekli rodopsin pigmentinin oluşmasına yardım eder.
Deri ve mukozaMikroorganizmalara karşı ilk engeli deri ve mukoza hücreleri oluşturur. Epitel hücrelerindeki fonksiyonları solunum, gastrointestinal ve genitoüriner sistemdeki tüm mukoza yüzeylerindeki mukus sekresyonunu düzenleyerek hücre zarı stabilitesinin korunmasında görev alır.
İmmün sistemAntienfektif vitamin olarak da adlandırılan A vitamininin immüniteyi (bağışıklık) güçlendirici etkisi vardır. Bunlardan bazıları anti-tümör aktivite, beyaz küre fonksiyonlarında artma, antikor cevabında artıştır. Beta-karoten timus bezinin fonksiyonlarını güçlendirir ve interferonun (virüsün hücre içine girişinin engellenmesi) uyarılmasını arttırır.
ÜremeSpermatogeneziste rol alır.( Sperm hücrelerinin oluşumu) Dişi ve erkeklerde normal üreme işlevlerinin sürdürülebilmesi için retinoidler gereklidir Gebelikte fetüsün ve emzirme döneminde yenidoğanın gelişiminde etkilidir.
Büyüme ve Gelişmeİskelet sisteminin ve yumuşak dokunun gelişmesi ve büyümesi için büyüme faktörü olup kemik oluşumundan sorumlu osteoblast hücre aktivitesi ile osteoklast hücre aktivitesini düzenler.
Gen ekspresyonuGen regülasyonunda birçok görevlere sahip olan nükleer retinoid reseptörleri bazı genlerin aktifleşmesi için öncü görevlere sahiptirler. Bu reseptörlere retinoidler bağlanır. Bu bağlanma sayesinde transkripsiyon düzenlenir ve vücutta kullanılan çeşitli proteinlerin sentezi etkilenir.
Antioksidan aktiviteRetinoidler ve karotenoidler zararlı hücrelerini değişime uğratarak zorunlu ölümlerini sağlamakta etkili rol oynamaktadırlar. Çeşitli nedenler ile hücre içerisinde radikaller meydana gelir yada dışarıdan hücre içerisine alınabilirler. Beta karoten antioksidan özelliği ile bu saldırgan eşleşmemiş elektrona sahip radikalleri kendisine bağlar ve zararsız bir molekül oluşmasını sağlar. Antioksidan etkisi ise retinolden beş kat fazladır. Karotenlerden zengin yiyecek tüketenlerde akciğer, mide ve ağız boşluğu insidansı düşük bulunmuştur (5).

YORUM YAZ:

Yorum bırak!
Lütfen adınızı giriniz